Tarih, şanssız kişilere ceza vermek için kullanılan korkunç işkence yöntemleri varlığına da şahitlik etti. Bazı işkence yöntemleri nedeniyle kişinin hayatta kalma şansı hiçbir zaman olmamış ve mağdurların son saatlerinde ya da son günlerinde onlara inanılmaz acılar vermiştir. Diğer yöntemler ise nispeten caydırıcı olarak görülebilmesi için sakatlayıcı ancak öldürmeyen cezalardan meydana gelmiştir.
Bu Yazımızda Neler Var:
İşkence Yöntemleri Nelerdir?
İnsana yapılan işkenceler fiziksel ya da psikolojik işkence yöntemleri olarak iki ayrı gruba ayrılır. Tarihin pek çok evresinde bu iki türün de yaygın olarak kullanıldığı dönemler olmuştur. Biz de bu yazımızda işkence yöntemleri ilginç olan dönemlere kısaca bir göz atmak istedik. İşte, tarihin karanlık dönemlerinde sıklıkla uygulanan korkunç ve tuhaf işkence yöntemleri:
1- Acımasız Bir Yöntem: Asma, Kesme ve Dörde Ayırma
İlk olarak 1241’de II. Henry döneminde kaydedilen bu aşırı işkence / infaz şekli, en büyük ihaneti ve en kötü suçları işleyenler için uygulandı. Kurban önce halkın içinde darağacına asıldı ancak boğulup ölmeden saniyeler önce asılığı ip kesildi. Daha sonra, organlarının kendi bedenlerinden çıkarıldığını ve ateşe atılmasını görmeleri için hala hayatta olduklarından emin olan bir cellat tarafından hadım edildiler ve parçalara ayrıldılar. Kalbinin çıkarılmasından sonra vücudunun kalanını dört parçaya ayırdı. Böylece diğer insanlara göz dağı vermek için krallığın farklı bölgelerine gönderildiler. Kafa, Londra Köprüsü gibi önemli bir halka açık yerde kazığa geçirilerek ve sergilenmek için ayrıldı.
2- Korkunç İşkence Yöntemleri: Scold’un Maskesi
İşkence sadece ciddi suçlar için ayrılmamıştı. Aslında, ortaçağda yaşayan bir kadın olsaydınız, dedikodu yapmak veya ‘boş konuşma’ yaptığınız için cezalandırılabilirdiniz. Scold’un Maskesi, kurbanın yüzüne sabitlenen ve şiddetli acıya neden olmadan konuşmayı (ve hatta yemek yemeyi) imkansız hale getiren bir cihazdı. Maske, kurbanın ağzına uyan çivili bir dizgin içerdi, böylece dilini ve ağzını delmeden veya yırtmadan konuşamazlardı. Eğer kişi uzun süre bu maskeyle kalırsa oldukça rahatsız ederdi ve sık sık halka açık yerlerde insanlara gösterilirlerdi. Böylece kurbanı herkesin görmesi ve ibret alması sağlanırdı.
3- Acı Veren İşkence Yöntemleri: İki Kollu Testere
Bir insanın uzuvlarının parçalanması, yıllar boyunca farklı kültürlerde ve toplumlarda insanlara işkence yapmanın, cezalandırmanın ve idam etmenin popüler ve korkunç bir yolu oldu. Ancak bazı yöntemler diğerlerinden çok daha kötüydü. İki kollu testere genellikle bir kişiyi ortada dikey olarak kesmek için kullanıldı. Kurbanların vücutları, büyük bir testerenin her iki ucunu da tutan kişiler tarafından, kasıktan başlayarak ileri geri hareketlerle kesilirdi. Bu esnada kolaylık olması açısından kurban baş aşağı tutulurdu. Kurbanların çoğu, bu işkence sırasında organları ortaya çıksa bile uzun süre canlı ve bilinçli kalıyordu.. Bazı infazlar kafatasından başlar ve daha hızlı ama yine de korkunç bir ölüm yolu sunarak vücudun yukarıdan aşağı doğru hareketle kesilmesi sağlanırdı.
4- Fil ile Kırma Yoluyla İşkence Yöntemleri
Bir kişinin uzuvlarını ezmek veya kırmak Avrupa genelinde ve Amerika’da yaygın bir cezaydı. Genellikle ağır taşlar veya ağırlıklar, kurban bir kapının veya tahtanın altına yatırıldıktan sonra yavaş yavaş üzerine konurdu. Ancak belirli bir uzvu veya vücut parçasını ezip tamamen parçalayabilen ‘çizme’, ‘kafa kırıcı’ ve ‘brodequin’ gibi cihazlar da vardı. Bununla birlikte, tarihteki en garip kırma yöntemlerinden biri Hindistan ve Güney Asya’dan geliyor.
Filler genellikle kurbanları ölümüne ezmenin bir yolu olarak kullanıldı ve bazı filler, işkenceyi uzatmak için ağırlığını yavaş yavaş arttırmak için özel olarak eğitildi. Filler genellikle onları kontrol etmek için sırtlarında oturan bir eğitmene sahipti ve bazı durumlarda, kurban yeterince işkence gördüyse ölümden kurtulmaları bu kişilerin inisiyatifindeydi. Bazı tarihsel kaynaklara göre dişleri bıçaklarla donatılmış filler, kurbanları kolayca parçalara ayırırken, bazı filler ise organları doğrudan vücuttan koparmak için gövdelerinin gücünü kullanıyorlardı.
5- Su İşkencesi
Su işkencesi kavramı en çok cadı olmakla suçlanan vakalarla ilişkilidir. Bununla birlikte, tarih boyunca kullanılan diğer bir teknik, mağdurlara şişine ve şiddetli fiziksel ağrı hissedene kadar su içirmekti. Fransa’da buna “soru sormak” deniyordu ve bazı kurbanlar işkence sırasında 8 litre su içmeye zorlanabilirdi. Bu son derece acı verici bir işkence biçimiydi ve eğer mağdur daha sonra başka bir yöntemle öldürülmezse (bazı uygulayıcılar onları çevirir ve tekrar tekrar midelerine atlarlardı) muhtemelen su zehirlenmesinden ölürlerdi.
6- Acı Armut ile İşkence Yöntemleri
Bir armut ve henüz çiçek açmaya başlayan bir çiçek gibi görünse de, Acı Armut aslında kurbanın ağzına veya anüsüne sokulan korkunç süslü bir işkence aracıydı. Her iki deliğe de sokulduğunda, cihazın alt kısmındaki tutamak ile ‘yaprakları’ dışarı doğru açılarak dayanılmaz bir yırtılma ve sakatlamaya neden olurdu.
7- Kırbaç ile İşkence Yöntemleri
Kırbaç, İngiliz Kraliyet Donanması tarafından kullanılan popüler bir tören cezası biçimiydi. Kırbaç, sonu düğümlü olan birkaç pamuk kordonundan oluşuyordu, böylece bir vuruşla birden fazla defa acı veriyordu. İnkar edilemez derecede acı verici olmasına rağmen, Rus alternatifi çok daha acımasızdı. Roma’da kullanılana benzer şekilde olan kırbaç, pamuk yerine deriden yapılmış çok daha ağır ve çok kuyruklu bir kırbaçtı. Her kırbacın sonunda, cildi kazan ve kurbanın etinden çekildiğinde korkunç yaralanmaya neden olan küçük bir kanca veya tel vardı. Darbeyi daha da kötüleştirmek için kırbaç bazen kullanılmadan önce dondurucu suya batırıldı.
8- Kırık Tekerlek ile İşkence
Rack, ortaçağdan beri belki de en çok tanınan işkence aleti. Avrupa genelinde kullanılan ve yaygın olarak İspanyol Engizisyonu ile ilişkili olan kurbanlar üzerinde kullanıldı. Kurbanların uzuvları bir sarma mekanizmasına bağlanıyordu. Bağlarının yırtılması ve uzuvlarının gerilmesi ve kopması için zıt yönlere çevrilerek gerdinleştiriliyordu. Kırık tekerlek de benzer bir işkence yöntemiydi, ancak Rack’in aksine genellikle halk içinde kullanılıyordu ve muhtemelen ölmenin çok daha korkunç ve acı verici bir yoluydu.
Mağdurlar büyük bir tekerleğe bağlanıp bacakları mümkün olduğunca uzatılıyordu. Daha sonra ağır nesnelerle dövülüyorlardı. Bacaklarının tekerleğin arasına yerleştirilmesi nedeniyle kemiklerinin kırılması çok daha kolaydı. Mağdurların kafalarına veya boyunlarına merhametli bir ‘öldürme darbesine’ izin verilmeden önce bedenleri parçalanır ve neredeyse tanınmaz şekiller alırlardı. Bununla birlikte, bazı kurbanlar çok şanslı değildi ve korkunç işkenceden sonra yavaş yavaş ölmeleri beklenirdi.
9- Kazığa Oturtma ile İşkence Yöntemleri
III. Vlad tarihin en barbar liderlerinden biriydi. Wallachia’yı (şimdi Romanya) 1456’dan 1462’ye kadar yöneten Vlad, zulmü nedeniyle Avrupa çapında kötü şöhrete sahipti. Seçtiği işkence yöntemi? Kazığa oturtma. Vlad sayısız kurbanı karın ya da göğsünden geçirilen ve yere dikilmiş bir dikey kazıkta ölüme terk ederek öldürdü. Bununla birlikte, bu ölümcül bir acı verici yol olsa da, çok daha sadist bir ölümsüzlük yöntemi de geliştirdi. Vlad’ın kurbanlarının bazılarını, yağlanan ve anüse yerleştirilen çok daha kalın ve yuvarlak bir kazığa oturtturduğuna inanılıyor.
Kurban yerde uzanmış bir kazığa oturtulur ve böylece hareket edemezdi ve sonra kazık dikey bir konuma kaldırıldı. Yerçekimi işini yaparken acı içinde ölmeye bırakıldılar ve kazık yavaşça içeri doğru ilerlerdi. Vlad, düşmanlarını kazığa oturtan ilk kişi değildi ancak bu vahşeti gerçekleştirdiği Târgoviște’nin başkenti dışındaki ‘savaş esirlerinin’ cesetlerini düşmanlarına karşı oldukça etkili bir psikolojik silah olarak görürdü.
10- İki Tekne İşkencesi
Eğer işkence tarihi bize bir şey öğrettiyse, o da insanların sadist olduklarında nasıl yaratıcı olduklarıdır. Persler tarafından icat edilen bu işkence yönteminde mağdur çıplak şekilde soyulur ve iki teknenin arasına kol ve bacaklarından asılır. Sonrasında ise üzerleri tamamen süt ve bal ile kaplanırdı. Sıcak bir su kütlesine veya durgun bir su birikintisine sokulur böylece saldırmaları ve ısırmaları için böcekleri çekerdi. Tekneler genellikle kıyıya bağlı olurlardı.
Böylece kurbanın üzerine daha fazla süt ve bal takviyesi yapılabilirdi. Güneş çarpması, kan zehirlenmesi, organ yetmezliği veya açlıktan ölmeleri birkaç gün alabiliyordu. Ölü kurban, nihayet teknelerden çıkarıldığında, halk çürüyen et, pislik, böcek ve dışkı yatağında şişmiş cesedin korkunç manzarasını görmek için toplanırdı.
Bu yazımızda sizlerle tarihin en korkunç işkence yöntmeleri üzerine kurulu 10 acımasız durumu paylaştık. İşkence yolu ile verilen cezalara günümüzde ancak gelişmemiş ülkelerin hukuk sistemlerinde rastlanılmaktadır.
Bunun yanında sitemizde yer alan “Bulunan En Eski 10 İnsan İskeleti Hakkında İlginç Bilgiler” yazımızı da okuyabilirsiniz.
Tarihte korkunç işkencelerden bazilarini biliyordum zaten sayenizde bilinmeyenleride öğrenmiş oldum gayet faydali bir paylaşım olmuş teşekkür ederim.
Hayretler içerisinde okuduğum bir yazı oldu. Gerçekten neler neler varmış dedirten cinsten faydalı bir paylaşım olmuş.
Herseferinde ilgi çekici başlıklar paylaşıyorsunuz ve ilgi çekici konulara değiniyorsunuz. Bu yazı sayesinde insanların en fazla ne kadar acımasız olabileceğini gördüm. Tüyler ürpertici.
Akla gelmeyecek şeyler yaşanmış gerçekten tarihte. Oldukça etkilendim. Paylaşım için teşekkürler.
Gerçekten çok kötü iskenceler eski zamanda yaşamak çok zormuş hiç bilmedgm yöntemler varmış bilgi edinmiş oldum.