Bir Kadının Yaşamından 24 Saat – Stefan Zweig

Dünyaca ünlü yazar Stefan Zweig biyografi türünde uzun öykülerinden birisidir. Bir Kadının Yaşamından 24 Saat konusu insanların içi dünyasında saklamış oldukları ıstırapları, tutkuları ve vazgeçişleri dile getirmektedir. Kitabın başında bir kadının hikayesini anlatırken asıl hikâyeyi sonradan anlatmaya başlaması kitaba derinlik katmıştır. Yazar ana kahramanın mahremiyetini düşünerek ismini saklı tutmaya özen göstermiştir.

Bir kadının Yaşamından 24 Saat alıntı “Bazen hiç düşünmeden, sadece içinizden öyle geldi diye, öyle inandığınız için kurduğunuz bir cümle birinin kalbine dokunur ve o kalbi size açar…” kitabın başlangıç noktası olmuştur. Hatta bu cümle Bir kadının Yaşamından 24 saat özet niteliğindedir.

Kitap Özeti

Avrupa’da 1920’lerin başında yaşayan bir grup aristokratlar yılın belirli zamanlarını otelde tatil yaparak geçirirler. Henrietta isimli bir kadın iki çocuğunu ve eşini unuturcasına bir Fransız’la kaçar. Henriette’ın kaçmasının toplumsal kurallara uymadığı için aristokratlar tarafından büyük tartışmalar konu olur. Yazar İse gruba karşı kadını savunmaktadır. Kadının kendi özgür düşüncesi ve kararı olduğunu dile getirir.

Alevlenen tartışmaya hatırı sayılan 67 yaşındaki Bayan C.. hakem seçilir. Bayan C.. yazarın söylediklerini dinleyince geçmişte yaşamış olduğu benzer durum aklına gelir. Bunu olayı anlatmaya cesareti olmadığı için hiç kimsenin haberi yoktur. Yazarın düşüncesinden dolayı kendisine yakın hisseder ve cesaretini toplayarak hikayesini anlatmaya karar verir.

Eşinin ölümünden sonra seyahat ettikleri yerleri tekrar gezmeye başlar. Monte Carlo gider kumarhaneleri gezerken eşinin öğrettiği el okuma tekniği ile insanların tepkilerini analiz edermiş. Yine böyle bir gözlem yaptığında gözüne ilgi çekici refleksleri olan genç bir el takılır. Tükenmekte olan genç karışık ruh halinde intihar edeceğini fark eder. Genç adamı gözünden kaçırmamaya çalışır.

Kumarhaneden çıktığında peşine düşer. Yağmurlu bir akşamda bankta öylesine cansız bir şekilde bulur. Kalacak yeri olmadığını öğrenince kaldığı otele getirir. Sabah uyandıklarında genç adama hiçbir şey yaşanmamış gibi davranarak, yemeğe götürür ve hikayesini dinler. Genç adam kumar sevdası yüzünden eğitimine vakit ayırmadığın ve cebinde hiç parası olmadığın için eve dönemediğini öğrenir. Bayan C.. o kadar bağlanmıştır ki genç adama sıkıntısını çözmek için maddi yardımı sağlayacağın söyler. Evine geri dönmesi için bilet alacağını belirtir. Her şeye olumlu cevap veren genç adamdan Bayan C.. beklentisi kendisinde yanına alıp götürmesi ve yalnızlıktan kurtarmasını ümit eder. Ama beklediği teklif gelmez.

Otele gittiğinde aynı Henriette gibi her şeyi bırakıp genç adamla gitmeye karar verir. Otele gelir apar topar eşyalarını toparlar. Gara vardığında trenin gittiğini öğrenince yıkılır. Tekrar kumarhaneye gittiğinde karşında genç adamın ona verdiği paralarla kumar oynadığını görür. Masadan kaldırmaya çalıştığında genç adam kadını onurunu kıracak tepkiler verir. Bu olaydan sonra kimsenin yüzüne bakamayacağını düşünen Bayan C.. kendisinin tanınmadığı Fransa’nın bir kasabana yerleşmeye karar verir.