Göbeklitepe medeniyetin başlangıcı olarak bilinen tarihi bir alandır. Bu tarihi alan 1995 yılında keşfedilmiş ve insanlık tarihinin yeniden yazılmasına sebep olmuştur. Şanlıurfa sınırları içerisinde bulunan bu tarihi alan gerek ülkemizden gerek ise tüm dünyadan binlerce turist çekmektedir.
Bu tarihi alan tüm dünya tarihinin bilinen en eski ve en büyük tapınağıdır. Bu tarihi alan insanlık tarihinin sıfır noktası olarak isimlendirilir. 2018 yılından itibaren Dünya Mirasları Listesi içerisinde kendine yer bulmuştur. Günümüzde tarihi alanları sanal olarak gezmek de mümkün olmaktadır. Göbeklitepe de bu yerlerden birisidir.
Bu Yazımızda Neler Var:
Göbeklitepe Tarihi
Dünyada bulunan her tarihi eser dünya tarihi hakkında büyük bilgiler içermektedir. Her tarihi eser yapıldığı dönem hakkında bizleri aydınlatmaktadır. Şanlıurfa içerisinde bulunan bu tarihi eserde bizlere Cilalıtaş Çağı ya da diğer bir adıyla Neolitik Çağ ile ilgili çok fazla bilgi edinmemizi sağladı.
Şanlıurfa’da bulunan bu tarihi kalıntı yaklaşık olarak 12 bin öncelerine dayanmakta. Bu da bizlere demek oluyor ki bu tarihi ile Malta’da bulunan ve milattan önce 3600’lerden kalma yapılardan ve Mısır piramitlerinden çok daha eski bir tarihe sahiptir.
1995 yılında Alman bir arkeolog tarafından Göbeklitepe kazıları başlatılmıştı. Bu kazılar sonucun ortaya çıkan bu tarihi eserin bulunması ile Neolitik Çağ ile ilgili bilinen birçok bilginin aslında yanlış olduğu da ortaya çıkmış oldu.
Bu tarihi alan bizlere avcı – toplayıcı yaşam, tarım ve hayvancılığa geçiş, tapınak mimarisi ve sanatın ilk eserleri hakkında bilinmeyen birçok bilgiyi sunmuş oldu.
Yapılan araştırmalar bu alanın avcı – toplayıcı inanç sistemi doğrultusunda oluşturulan bir buluşma noktası olduğunu gösterdi. Yani bu alan avlanmak ve takas gerçekleştirmek için kurulan bir ticaret ve tapınak merkezine benzer bir yapı olduğunu gösterdi.
Yapılan araştırmalar ile ayrıca avcı toplayıcı olarak gruplanan insanların burada toplantı gerçekleştirdiğini de öğrenmiş olduk. Bu tarihi eser yapı milattan önce 8 bin civarı yıllara kadar kullanılmış ama daha sonra bilinmeyen bir sebepten ötürü terk edilmiş.
Ama enteresan olan nokta ise yapılan araştırmalar bu tapınak terk edilmeden önce kalıntılardan temizlenmiş ve bilinçli bir şekilde gömüldüğü ve kapatıldığı yönünde bilgiler elde edilmiş durumda.
Tarihi Alanın İçindeki Gizem
Bu tarihi alanın içerisinde bulunan kalıntılar ise oldukça ilginç. Bu alanın içerisinde T şeklinde dikili anıt taşları mevcut. Bu taşların boyu tam 6 metre ve kilosu ise 40 tona kadar çıkmakta. O dönemler göze alındığında bu taşların nasıl inşa edildiği ve oraya konduğu ise oldukça merak konusu.
Böyle taşlara şekil vermek için gereken el aletleri bu eserin yapıldığı yıllarda henüz daha icat edilmemişti. Arkeologlar ve tarihçiler ise bunun sadece insan ve hayvan gücü ile o noktalara taşındığını düşünmekte.
Oldukça gizemli ve enteresan olan bu T şeklindeki taşlar 10 – 12 tanesi dairesel planda ve aralarına duvar örülerek dizilmiş durumda. Ayrıca bu taşlar üzerinde insan ve bazı hayvanların kabartmaları bulunmakta.
Bazı taşların üzerindeki kabartmalar ise 3 boyutlu olduğu da görülmekte. Bu tarz bir mimari milattan önce 12 bin yılının oldukça ilerisinde bir mimari özellikleri taşımakta. Tapınağın zeminleri su geçirmeyecek şekilde tasarlanmıştır.
Bu Bölge Halka Açık Mı ve Ne Zaman Ziyaret Edilmeli?
Göbeklitepe halka açık mı sorusu bu alan bulunduğundan beri merak edilen bir nokta. Bu soruya cevabımız ise evet. Birçok noktası halka açılmış durumda bu noktaları gidip gezmeniz mümkün.
Genellikle yaz aylarında hem ülkemizden hem de yurt dışından on binlerce turist bu tarihi alanı gezmek içi ülkemize gelmekte. Göbeklitepe yılın hemen hemen her ayı ziyaret edebileceğiniz dünya tarihine yön veren oldukça önemli bir eserdir.