Televizyon dünyasına hızlı bir giriş yaparak kendisinden çokça bahsettiren bir dizi karşımızda yer alıyor. Kırmızı Oda, çok kısa sürede izleyici kitlesini kendisine bağlayarak ciddi bir reyting elde etmektedir. İzleyici beğenisi sunulan dizi hem beğeniyi hem de eleştiriyi beraberinde almaktadır. İşin uzmanı olan psikolojik danışman, psikolog ve psikiyatristler dizi sahneleri hakkında olumsuz yorumlarda bulunabilmektedir. Genel izleyici kitlesi ise genel olarak her sahneden fazlasıyla memnun görünüyor.
Bu Yazımızda Neler Var:
Dizinin Oluşma Süreci
İncelendiğinde en çok sesi Kırmızı Oda dizisiyle getirse de televizyon sektöründe şu an birçok dizi kendi kitaplarından esinlenmektedir. ‘Masumlar Apartmanı’, ‘Doğduğun Ev Kaderindir’ ve son olarak ‘İstanbullu Gelin’ gerçek hayat hikayelerinden oluşturulmuştur. Aslında psikoloji dünyasında ses getirmesinin ve tartışma konusu olmasının nedenleri de buradan geliyor. Budayıcıoğlu toplum tarafından yazar kimliği ile ön planda olsa da psikiyatr kimliği ile bu tarz dizilere ön ayak olması kişileri ikiye ayırıyor.
Kırmızı Oda Neyi Anlatıyor?
Dizi birçok ünlü oyuncuyu bünyesinde topluyor. Binnur Kaya başrol olarak psikiyatr olarak karşımıza çıkmakla birlikte kliniğinde bulunan diğer doktorları Tülin Özen, Gülçin Kültür, Meriç Aral ve Burak Sevinç canlandırıyor. Söz konusu dizi bir psikiyatr kliniğine gelen birden fazla karakterin geçmiş ve bugününü konu alıyor. Meliha, Alya, Mehmet gibi karakterlerin şu an oluşturdukları hayatlarının geçmiş travma sebepleri gözler önüne seriliyor. Diziyi daha da etkileyici hale getiren nokta tam olarak burası oluyor. Toplumda bulunan bireyler geçmiş yaşantıların geleceği oluşturmada etkisini anlarken aynı zamanda kendilerinden bir parça da buluyor.
Psikoloji Dünyasını İkiye Ayırdı
Kırmızı Oda dizisi, Budayıcıoğlu’nun diğer dizilerinden farklı bir konumda yer alıyor. Diğer dizileri karakter üzerinden ilerlerken söz konusu dizi terapi seanslarını içeriyor. Psikoloji dünyasında söz konusu olması da bu sebepten kaynaklanıyor. Terapi süreçleri uzman/terapist ile danışan arasında gerçekleşen özel ve iyileştirici anlardan oluşmaktadır. Psikolojik bu süreç belirli kuralları beraberinde getiriyor:
- Terapi sürecindeki konuların üçüncü bir kişi ile paylaşılmaması,
- Terapistin danışana karşı verdiği tepkilerin aşırıya kaçmaması,
- Sempati değil empati duyulması gerekmesi,
- Danışan hakkında yargılayıcı, aşağılayıcı ifadelerin kullanılmaması,
- Danışanın zarar görmemesi adına belirli kuralların oluşturulması bunlardan bazılarıdır.
Dizi incelendiğinde ise söz konusu kurallara psikiyatr kimliğinde bulunan kişini uymadığı görülmektedir. Gelen danışana acıyan gözlerle bakma, yeri geldiğinde beraber ağlayacak kadar empati duymak terapi sürecinde olmaması gereken hareketlerdir. Bununla birlikte Alya karakterine bağırma, aşağılama terapi sürecine zarar verebilecek davranışlar arasında yer almaktadır. Kimi psikolojik danışman ve uzmanlar bu dizinin gerçeklikle birlikte kurgu olduğunu baz alarak söz konusu durumları görmezden gelebiliyor. Ancak diğer bir kesim söz konusu davranışların yanlışlığı üzerinde duruyor.
Oluşturulan dizi dışında Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun oluşturduğu kitap ve diziler neticesinde tartışmalara açık hale geldiği görülmektedir. Psikoloji dünyasında bulunan uzmanlar, Budayıcıoğlu’nun kitap yazarken ve dizi oluştururken danışanların gizliliğini ihlal ettiği görüşünde hem fikir oluyor. Terapi süreçlerinde uygulanması gereken temel yapı taşı olan gizlilik bu noktada tartışmaların başında yer alıyor. Genel anlamda toplumda psikolojik destek alma konusunda destekleyici görülse de böyle bir yardım talebinde bulunacak kişilerin dizideki gibi beklentilere girmemesi öneriliyor.
dizi gercekten başka hayatların varoluşlarını anlatıyor bu diziyi her izlediğimde insanları tekrar tekrar anlıyorum bazen kafa yormak gerikir işte .
dizi gercekten başka hayatların varoluşlarını anlatıyor bu diziyi her izlediğimde insanları tekrar tekrar anlıyorum bazen kafa yormak gerikir işte .