Otomotiv yedek parça sektöründe faaliyet gösteren Türkiye’nin önemli üretici ve dağıtıcı firmalarında finansal kırılganlık giderek büyüyor. Sektörde artan maliyet baskısı, kur dalgalanmaları ve iç pazardaki daralma nedeniyle birden fazla firma konkordato ilan ederken, bazı şirketler için mahkemeler tarafından kesin mühlet kararları verildi. Bu gelişmeler, tedarik zincirinin geleceğine yönelik soru işaretlerini artırmış durumda.
Bu Yazımızda Neler Var:
Sektörde Konkordato Başvuruları Artıyor
Son dönemde özellikle üretim maliyetlerinin hızlı yükselmesi, vadeli alacakların tahsilindeki sorunlar ve finansmana erişimde yaşanan güçlükler, birçok şirketi konkordato yoluna sürükledi. Kaynaklara göre, yerli otomotiv yan sanayinin önde gelen tedarikçilerinden birçoğu mahkemelerden geçici mühlet alarak faaliyetlerini koruma altına almaya çalışıyor. Bu süreçte şirketlerin amaçları, operasyonlarını sürdürebilmek, borç yapılandırmasına gitmek ve istihdam kayıplarını önlemek olarak öne çıkıyor.
Dilerseniz “uluslararası yedek parça fuarı: Sektörde 2026’ya damga vuracak buluşma” başlıklı haberimizi de okuyabilirsiniz.
Kesin Mühlet Kararları Sektöre Uyarı Niteliğinde
Mahkemelerin bazı firmalar hakkında verdiği kesin mühlet kararları, sektördeki finansal çalkantının boyutlarını gözler önüne seriyor. Uzmanlara göre bu kararlar, tedarik zinciri bağımlılıklarının yoğun olduğu otomotiv sektöründe üretim akışının aksamasına neden olabilir. Konkordato kapsamına alınan firmaların büyük bir kısmı, hem iç pazara hem de ihracata yönelik kritik parçalar üretiyor. Bu nedenle yaşanan daralma yalnızca şirket bilançolarını değil, montaj hatlarındaki üretim sürekliliğini de doğrudan etkileyebilir.
Yüksek Maliyetler ve Talep Düşüşü Belirleyici Oldu
Sektör analistleri, finansal sıkıntıların temelinde üç faktörün bulunduğunu belirtiyor: artan enerji ve hammadde maliyetleri, yükselen kredi faizleri ve iç pazardaki daralan talep. Özellikle kur artışına bağlı olarak ithal girdilerin pahalanması, pek çok firmanın üretim maliyetlerini taşınamaz seviyelere çıkardı. Bunun yanında yedek parça satışlarında yaşanan yavaşlama, firmaların nakit akışlarını olumsuz etkileyerek borç yapılandırma ihtiyacını kaçınılmaz hale getirdi.
Tedarik Zincirinde Yeni Riskler Ortaya Çıkabilir
Otomotiv üreticileri, yaşanan konkordato dalgasının özellikle hızlı teslimat gerektiren kritik parçalar üzerinde risk oluşturduğunu belirtiyor. Tedarik sürelerinin uzaması veya bazı parçaların tedarik edilememesi, montaj fabrikalarında duruşlara yol açabilir. Bu durum yalnızca üretim tarafını değil, satış sonrası hizmetlerde kullanılan otomotiv yedek parça teminini de zorlaştırarak tüketici memnuniyetini olumsuz etkileyebilir.
Firmaların Yol Haritası: Yeniden Yapılanma ve Dijitalleşme
Finansal darboğazdan çıkış için şirketlerin en çok tercih ettiği yöntemler arasında borç yapılandırması ve operasyonel sadeleşme öne çıkıyor. Uzmanlar ayrıca dijital tedarik yönetimi, stok optimizasyonu ve ihracat odaklı büyüme stratejilerinin sektör için hayati önem taşıdığını vurguluyor. Konkordato sürecindeki firmaların büyük bölümünün de bu alanlarda iyileştirme planları hazırladığı biliniyor.
2025’e Girerken Sektörde Beklentiler
Piyasa uzmanları, küresel otomotiv talebindeki toparlanmanın ve devlet destekli finansman paketlerinin devreye girmesinin, sektörün nefes almasına yardımcı olabileceğini öngörüyor. Ancak mevcut konkordato süreçlerinin yaratacağı tedarik baskısının kısa vadede devam edeceği ifade ediliyor. Bu nedenle hem üreticilerin hem de tüketicilerin önümüzdeki dönemde fiyat artışları ve teslimat gecikmeleriyle karşılaşabileceği değerlendiriliyor.
Tüm bu gelişmeler, otomotiv yan sanayinin yapısal bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Yenilikçi üretim teknikleri, maliyet kontrolü ve güçlü finansal yönetim, sektördeki kırılganlığı azaltmak için temel unsurlar olarak öne çıkıyor. Otomotiv yedek parça ekosisteminin sürdürülebilir bir geleceğe ulaşması, şirketlerin kriz döneminde attığı stratejik adımlara bağlı olacak.
