Hollandalı ressam Johannes Vermeer tarafından yapılan İnci Küpeli Kız tablosu, sanat dünyasının en popüler eserlerinden biridir. 17. Yüzyılda yapılan bu eserin Flemenkçe adı da “Meisje met de parel” olarak biliniyor. Eser o kadar popüler ki Kuzey Avrupa’nın Mona Lisa’sı olarak da anılıyor.
İnci Küpeli Kızın küpesi resmin de en önemli odak notalarından biri olarak kabul ediliyor. Pek çok sanat eleştirmenine göre inci küpenin resmedilmesi karanlık içerisinde beliren bir ışık gibi de algılanıyor. Biz de bu yazımızda sanat tarihinin en önemli eseri olan bu tabloya daha yakından bakmak istedik. İşte, bilmek isteyeceğiniz önemli detaylarıyla İnci Küpeli Kızın hikayesi.
Bu Yazımızda Neler Var:
Johannes Vermeer ve İnci Küpeli Kız
Hollanda’nın en büyük sanatçılarından biri olan Johannes Vermeer, barok çizgileri ile bir döneme damga vurmuştur. Vermeer, kendi döneminde bir diğer Hollandalı ressam Vincent van Gogh’un da dikkatini çekmiştir. Sanatçının tuvallerinde kullandığı renkler ve kontrastlar dönemin pek çok ressamını da etkilemiştir.
Vermeer, en büyük eseri olarak kabul edilen İnci Küpeli Kız’ı da 1665 senesinde yapmıştır. Barok tarzından izler taşıyan bu eser, görenleri adeta içine alarak bir resminden daha öte bir şey olduğunu gösteriyor. Öyle ki resme baktığınızda karşınızda bir resimden daha çok canlı bir kadın varmış gibi duruyor.
Kendi stilini uygulaması ve ortaya böyle bir başyapıt çıkartması Vermeer’i dünyanın en önemli ressamlarından biri yapıyor.
İnci Küpeli Kızın Sırrı
Söz konusu bir tablo olduğunda bu konuda bir takım hikayelerin de ortaya atılması kaçınılmazdır. Üstelik yapılan eser 17. Yüzyılın bir dönemine aitse portrenin sahibi ile konuşma şansına da sahip değiliz. Bu yüzden İnci Küpeli Kız hakkında da ortaya pek çok iddia atılması doğaldır. Fakat acı gerçek şudur ki tabloda herkesi etkileyen genç kadın hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Vermeer, bu eserini kendi yeteneklerini göstermek amacı ile yapmıştır. Sanatçının döneminde yapılan tabloların pek çoğu özel siparişler üzerine yapılmaktadır fakat bu eser herhangi birinin siparişi değildir. Bu da bizlere portredeki genç kadının kimliğini asla öğrenemeyeceğimizi göstermektedir.
İnci Küpeli Kızın ressamı Vermeer, bu kadını gayet iyi bir şekilde saklamayı başarmıştır. Yine de yapılan bazı araştırmalarda genç kadının Vermeer’in hizmetçilerinden biri olduğu iddia edilmiştir. Fakat bu iddianın da kesinlik kazanması ne yazık ki mümkün değildir.
İnci Küpeli Kız Portresi ve Portrenin Gizemi
Portreyi sanatçının diğer tüm eserlerinden ayıran pek çok önemli özellik de bulunuyor. Zaten Vermeer’in en önemli eserinin bu yapıt olmasının sebebi de portredeki gizem duygusudur. Vermeer, daha önce de pek çok kadın portresi üzerinde çalışmış üretken bir ressamdır. Fakat diğer portrelerinde daha canlı ve gerçek bir arka plan ile karşılaşıyoruz.
Söz konusu İnci Küpeli Kız olduğunda ise işler tamamen değişiyor. Arka planın siyah bir zemine oturtulmuş olması genç kadını daha da belirgin kılıyor. Ayrıca portredeki gölge ve ışıklandırmaların kullanımı da sanatçının diğer eserlerine oranla büyük farklılık taşıyor.
Tüm bu detaylar da portreye gizem ve bilinmezlik katıyor. Hatta eleştirmenlere göre bu gizem ve mistik hava portreyi sanat tarihinin en önemli eserlerinden biri haline getirmiştir.
Vermeer’in İnci Küpeli Kızı Film Versiyonu
Vermeer’in İnci Küpeli Kızı film versiyonu ile de büyük ses getirmiştir. Aslında aynı isimli romandan uyarlanan bu filmde meçhul genç kadına Scarlett Johansson hayat vermiştir. Peter Webber tarafından 2003 yılında çekilen bu film, aynı zamanda başarılı bir dönem filmidir.
Filmde de İnci Küpeli Kız hakkında çeşitli iddialar ortaya atılmaktadır. Bu iddiaların da başında genç kadının Vermeer’in evinde çalışmaya başlayan bir hizmetçi olduğu gelir.