Ülkemizde de bir döneme damga vuran satanizm, oldukça tartışmalı bir konudur. Basit tanımı ile şeytana tapmak olarak adlandırılan bu inancın işleniş tarzı oldukça farklıdır. Satanizm kuralları gereği bazı istenmeyen durumlara yol açmaktadır. Şeytanı yücelten ve kimi aman ona tapmayı gerektiren bir inanç olan bu sistemde farklı ibadet yöntemleri de bulunmaktadır.
Satanist inancına göre şeytan ve şeytana ait olan simgelerin yüceltilmesi gerekmektedir. Toplamda iki farklı ekolden oluşan bu inanç sisteminde mezheplerin de farklılıkları mevcuttur. Bazı satanistler de kendilerini bir inanç olarak görmek yerine bunun bir felsefe olduğunu ileri sürmektedir. Bu yazımızda satanizmin gelişimi ve ekolleri hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz. Aynı şekilde satanizmin Türkiye’deki gelişimini de sizlerle paylaşacağız.
Bu Yazımızda Neler Var:
Satanizm Nedir?
Kısaca şeytana tapınma olarak adlandırılan satanizmin anlaşılması için bu inanç sistemindeki ekollere göz atılması gerekiyor. Özellikle de doksanlı yılllarda ülkemizde ve tüm dünyada büyük bir satanist dalgası yaşanmıştır. Bundan yola çıkarak inancın popüler bir hale gelmesi mümkün kılınmıştır. İşte ekollerine göre satanizmin temelleri ve inanış şekilleri:
Teistik Satanizm
Satanizm ekolleri teistik ve ateistik olarak iki farklı grup içerisinde incelenmektedir. Teistik versiyonu temelleri de Ortaçağ’dan günümüze ulaşan bir inanç sistemi içerisinde yer almaktadır. Tesitik verisyonda şeytanın ruhani varlığına itaat edilmektedir. Yani bu inanç yapısı kutsal kitaplardan ve şeytandan bahseden semavi dinlerden etkilenmiştir.
Teistik anlayışa göre şeytan, Tanrı tarafından kavulan ve mağdur olan bir tanrıdır. Şeytanın dışlanması büyük bir haksızlığı da beraberinde getirmiştir. Teistik inanca göre şeytanın cenetten kovulması durumu kesinlikle yanlıştır. Bu yüzden bu inanca sahip kişiler şeytanı desteklemekte ve ona ibadet etmektedir.
Ateistik Satanizm
İnancın ateistik versiyonunda ise şeytanın ruhani bir varlık olduğu kesinlikle reddedilmektedir. Ateistik versiyonun ortaya çıkması da 1966 yılına tekabul etmektedir. Anton Szandor LaVey tarafından ortaya atılan bu kavramın amacı şeytanı bir felsefe ve öğreti olarak kabul etmektir. Bu inanç içerisinde şeytanın kutsal kitaplardaki varlığı kesinlikle reddedilmektedir. Bu inançta önemli olan tek kavram şeytanın bir sembol ya da felsefe olarak kullanılmasıdır.
Ateistik versiyonda Anton Szandor LaVey tarafından yazılan satanizm kitabı temel alınmaktadır. Bu kitaba da “Şeytan İncili” adı verilmektedir. LaVey, aynı zamanda ateistik versiyona özel bir şeytan kilisesi de kurmuştur. Bu inanca sahip olan kişiler bu kilisede çeşitli organizasyonlar düzenlemekte ve ibadetlerini yerine getirmektedirler.
Türkiye’de Satanizmin Gelişimi
Doksanlı yılların sonuna doğru ülkemizdeki gazeteler ve kanallar yalnızca tek bir olaydan bahsetmeye başlamıştı. Türkiye’de yaşanan birkaç korkunç olay o dönemlerde herkesi oldukça fazla tedirgin etmişti. 1998 ve 2002 yılları arasında ülkemizde bazı satanist eylemler düzenlenmeye başlandı. Adeta bir furya haline gelen bu inancın müritlerinin de sayıları günden güne artıyordu.
Satanizm ayinleri düzenledikleri iddia edilen bir grup korkunç bir cinayete kalkışmış ve 17 yaşındaki Şehriban Coşkunfırat cani bir şekilde öldürülmüştü. 1999 yılında meydana gelen bu olayda satanist olduklarını beyan eden üç genç cinayeti itiraf etmişti. Gençlerin ifadelerine göre Coşkunfırat, korkunç bir satanizm ayini için şeyatana kurban edilmişti.
Bu olayın da etkisiyle birlikte Türkiye’nin pek çok önemli kentinde çeşitli operasyonlar düzenlenmeye başlandı. Pek çok genç dinledikleri müzikten ya da giyim tarzlarından dolayı gözaltına alınmaya başlandı.
Akmar Pasajı Baskını
Satanist operasyonları adı altında yapılan baskınlardan belki de en çok ses getireni Akmar Pasajı’na yapılan baskındır. İstanbul Kadıköy’ün en uğrak yerlerinden olan pasaj, genelde metal müzik dinleyen gençlerin takıldığı bir pasajdı. Metal gruplarının kasetlerinib satıldığı bu pasajda çeşitli tekstil ürünleri de yer alıyordu.
Pasaja yapılan baskın sonucunda pek çok dükkanın işletmecisi gözaltına alındı. Bunun yanında pasajda alışveriş yapan gençler de yaka paça gözaltına alınarak fotoğrafları medyaya servis edildi. Yalnızca metal müzik dinleyen bu gençlerin bir müddet sonra satanist olmadıkları ortaya çıkmıştı.
Bir anda ortaya çıkan satanizmin ülkemizdeki yankıları da işte bu şekilde oldu. Doksanların sonu siyah giyinen ve rock müzik dinleyen gençler için bir hayli zorlu geçmişti. Üstelik dünyada ve ülkemizde pek çok satanizm sembolu olarak adlandırılan antik sembollerin de kullanımına yönelik bir önyargı başlatılmıştı.